Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – 6 Şubat 2023 Pazartesi… Sömestir tatili bitiyor, binlerce öğrenci sabah okula gitmek üzere hazırladıkları okul formalarını giyip çantaları sırtında okula gitmeyi bekliyordu. Ancak pazartesi sabahı 53 bin 537 kişi için hiç gelmemişti. 11 ilin etkilendiği depremde toplam 14 milyon kişi daha önce belki de hiç hissetmedikleri kadar güçlü bir sarsıntı hissetmişti. O gece ‘duran’ saatler 04:17’yi gösterdikten 100 saniye sonra, ‘deprem’ geride kalmıştı. Ta ki 9 saat sonrasına, 13.24’e kadar… Yazılıp çizilecek çok şey vardı, enkazdan çıkacak çok cansız beden, çok fazla umut vardı. Ancak hepsi yerle bir olmuş şehirlerin ve dağılmış yaşamların geri gelmeyeceğinin farkında olan insanların acılarına sahne oluyordu. Bugün üzerinden 2 yıl geçen depremi, Türkiye’nin deprem tehlikesi altındaki bölgelerini ve o gün de özellikle Hatay’da depremin yıkıcı etkisini artıran ‘zemin’ detayını Gazi Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Kurucu Başkanı ve Jeoloji Mühendisleri Odası Deprem Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Süleyman Pampal, Milliyet.com.tr’ye anlattı.
![](https://corumdan-haberler.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/6-subatta-yasandi-ama-bitmedi-gecekondulari-yikmayan-sifre-sag-gosterip-sol-vurabilir-0-O76JXn4B.jpg)
TÜRKİYE İÇİN TEREDDÜT YOK: ‘KESİŞME VE ÇARPIŞMA NOKTASI’
6 Şubat 2023 saat 04.17, milyonlarca insanı uykusundan uyandıran sarsıntının ilk saniyeleri sismograflara işlenmeye başladı. 100 saniye sonra biten güçlü sarsıntı, bitmeyen acıları beraberinde getirmişti. Bilim insanlarının istasyonlardan aldıkları veriler, üst merkezi Kahramanmaraş olan 7.8 büyüklüğünde bir depremi işaret ediyordu. İletişim ilk dakikalardan itibaren imkânsız hale gelmiş, günlerce enkazlara sorulan tek soru o dakikadan sonra, ‘Sesimi duyan var mı?’ olmuştu. İlk depremden 9 saat sonra saatler 13.24’ü gösterdiğinde 45 saniyelik bir büyük deprem daha yaşanmış, zar zor ayakta kalan yapılar da 7.6’lık bu sarsıntıda yerle bir olmuştu. Hem kurtulanların hem de hayata veda edenlerin sayısının her geçen dakika arttığı 11 ilde artçı sarsıntılar durmaksızın devam ediyordu. Bugün üzerinden 2 yıl geçen depremleri ve Türkiye’nin deprem gerçeğini Prof. Dr. Süleyman Pampal anlattı. 2025’in ilk ayında bile Türkiye’deki deprem tehlikesini anlatacak pek çok sarsıntı ‘son depremler’ listesine kaydedilmişti. Peki Türkiye’nin deprem gerçeği ve deprem geçmişi, gelecek için ne söylüyordu?
“1900’den günümüze kadar olan dönemi, aletsel dönem olarak adlandırıyoruz. Deprem açısından Türkiye’de 20-25 tane 7 ve üzeri büyüklükte yıkıcı deprem var. Tarihsel döneme baktığımız zaman da bunu aynı şekilde geriye doğru binlerce yıl, hatta çok daha eskiye paleosismolojik kayıtları inceleyerek milyonlarca yıla kadar izlemek mümkün. Türkiye konusunda herhangi bir tereddüdümüz yok. Türkiye çok kritik, çok önemli tektonik bir kavşak noktasında bulunuyor. Yani Afrika levhası, Avrasya levhası, Anadolu levhacığı, Arap levhası ve İran levhacığı gibi levhaların kesişme noktası, çarpışma noktası. Buralar sismik olarak en aktif yerler. Yani 2025’in ilk ayındaki deprem aktivitesi Türkiye’nin geçmişteki deprem aktivitesiyle aşağı yukarı aynı. Bu arada bir sapabilir. Nasıl sapabilir? Örneğin, 6 Şubat 2023’te 2 deprem aynı gün oldu. Üstelik 7.8’lik için 7.9 veren kaynaklar da var. Çok büyük, çok yıkıcı. Erzincan depreminden sonra 2’nci en büyük, hatta ikisi birlikte aynı sayılabilir ve 7.6’lık öğleden sonraki Elbistan depremi var. Bunların da 50-60 bini geçen artçıları oldu. 6-6.5 büyüklüğündeki artçılar var. 6.5 büyüklüğündeki Antakya fayının kırılması da söz konusu oldu. Şimdi bunların bütün artçılarıyla 2023 yılında anormal bir deprem aktivitesi var gibi görünüyor. “İstatistik saptı, pik yaptı, çok deprem oluyor Türkiye’de, bundan sonra böyle mi olacak?” soruları gündeme geldi. Öyle olmayacak. Tekrar normale dönecek. Ancak bunun anlamı bundan sonra yıkıcı deprem olmayacak değil. Ortalama 4-5 yılda bir 7 ve üzeri yıkıcı deprem yaşıyor bu ülke.” – Prof. Dr. Süleyman Pampal
![](https://corumdan-haberler.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/6-subatta-yasandi-ama-bitmedi-gecekondulari-yikmayan-sifre-sag-gosterip-sol-vurabilir-1-Ik9WMHjQ.jpg)
GECEKONDULARI YIKMAYAN ŞİFRE YAMAÇLARDA SAKLI
2023’te yaşananlara ‘6 Şubat Depremleri’ adı verilmiş olsa da depremler sadece o tarihle sınırlı kalmamıştı. Belki de Türkiye’nin ve dünyanın depremsellik bakımından en kritik noktalarından biri olan Hatay, henüz 6 Şubat’tın acısı tazeyken, 20 Şubat 2023 günü 20.04’te merkez üssü Yayladağı olan 6.4 büyüklüğünde bir deprem daha yaşadı. Yine can kaybı, yine gözyaşı vardı. Ancak neredeyse tamamı yerle bir olan Amik Ovası üzerine kurulu şehirde, ‘derme çatma’ gecekondular ayaktaydı. Yamaçlara yapılmış bu yapılar, depremlerde neredeyse hiç hasar almadı. Hatay 2023’ün Şubat’ında 3 depremle sarsılmış, sayısız kere ‘yıkılmıştı.’ Ancak ne olursa olsun kadim tarihin yaşadığı bu kritik şehir için tehlike hiç de geçmiş değildi. Prof. Dr. Süleyman Pampal, Hatay için hâlâ deprem tehlikesinin geçmediğini, ‘Kozmik Felaket’ten hareketle, “Hatay depremsellik açısından dünyanın bilinen en kadim şehirlerinden biri. Örneğin M.S. 530’lu yıllarda ‘kozmik felaket’ olarak adlandırılan ve depremi yaşamış bir tarihçinin, sanıyorum Yunanlı bir tarihçi kayıtları var. ‘200 ila 300 bin can kaybı oldu. Taş taş üstünde kalmadı’ diyor. Kozmik felaket olarak adlandırıyor” diye anlattı. Prof. Dr. Pampal, sözlerine şöyle devam etti:
“Ondan sonra da çok sayıda 7’den büyük, 7 büyüklüğünde depremler var. Hatay bizim, en çok deprem olan illerimizden biri. Hatay’ın güneyine doğru yani Suriye topraklarında Halep ve aşağıya doğru Ürdün, Lübnan, İsrail, Akabe Körfezi’ne kadar çok sayıda deprem oluyor. Mısır’ı etkileyen depremler oluyor. Arap levhasıyla Afrika levhasının arasında Kızıldeniz açılıyor. Burası suyla doldu ve deniz haline geldi. Yıllık 3-5 santimlik bir hızla doğu-batı yönden kuzey-doğu güney-batı yönden açılıyor. Orası okyanuslaşacak, büyüyecek ve Hatay’a kadar geliyor. Hatay’dan, Kahramanmaraş’tan Karlıova’ya kadar da Anadolu fayı adıyla devam ediyor. Yani 1000 km’ye yakın bir fayın üzerinde tam da üzerinde kurulmuş bir şehir Hatay. Alüvyonların oluşturduğu Amik Ovası’nın üzerinde kurulmuş. Bu şu demek, bu depremin ivmesinin 3-4 kat artması, yani depremin yıkıcı etkisinin 3-4 kat artması demek. Bu ivme yetmiyormuş gibi yapıyı da biz 15-20 kat artırıyoruz. Bu ikisini çarptık mı yıkıcı etki. Belki 30-40’a kata çıkıyor ve yapı buna dayanamıyor.”
Prof. Dr. Süleyman Pampal ‘domino taşı’ mantığıyla Hatay’ı ve İstanbul’u işaret etti. Gecekondu bile olsa bazı yapıların ayakta kaldığına değinen Prof. Dr. Pampal, “Yapılar da maalesef gelmiş geçmişten geleceğe depreme dayanıklı, deprem yönetmeliklerine uygun yapılmamış. Uygun zemine doğru yapı ilkesine uyulmamış. Gelişi güzel, gecekondu mantığıyla yapılar yapılmış. Amik Ovası’nın üstündeki yeni yapılar bile yıkılmış ama yamaçlardaki bir iki katlı, gecekondular zemin sağlam olduğu için ve yapı hafif olduğu için ayakta. Hatay deprem tehlikesi de süren bir yerleşim alanı. Doğu Anadolu kısmından Sivrice, Pötürge’den Elazığ, Malatya’dan başladı. Sonra Çelikhan’dan başlayıp Hatay’a kadar kırıldı. Şimdi aşağı doğru gidiyor. Yani bu domino taşı gibi. Kuzey Anadolu Fayı da öyle. Erzincan’dan başladı, kırıla kırıla İstanbul’a kadar geldi” diye konuştu.
![](https://corumdan-haberler.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/6-subatta-yasandi-ama-bitmedi-gecekondulari-yikmayan-sifre-sag-gosterip-sol-vurabilir-2-4uzgM4u9.jpg)
TÜRKİYE’DE EN ÇOK DEPREM BEKLENEN NOKTALAR
Peki deprem tehlikesi sadece Hatay için mi söz konusu? Prof. Dr. Pampal bu soruyu da yanıtladı.
“Kuzey Anadolu Fayı’nın Erzincan-Karlıova arasında kırılmamış parçası sismik boşluk. Önce sismik boşluklara bakmak gerekiyor. Bunlardan biri Yedisu. Sonra Marmara Denizi’nin kuzey ve güneyinde Kuzey Anadolu Fayı’nın parçaları var. Kuzey Kol üzerinde Orta Marmara, Kumburgaz Fayı İstanbul’u da etkileyecek olduğunu saydığımız 1766’da iki deprem üretmiş olan fayın kırılması söz konusu. Güneyde Bursa’nın içinden geçen, Bursa Ovası’nın altından geçen fay var. 1855’de kırılmış en son. Hemen onun doğusunda İznik’te 1065’de kırılmış. Güney Kol üzerinde ve İznik’te çok ciddi hasarlar yapmış. 7 büyüklüğünde olduğu varsayılıyor. 7-7.5 arası deprem üretme potansiyeli var. Batıya doğru Balıkesir- Çanakkale’de aslında 1944’te, 1953, 1963, 1968, 1968, 1973, 1974’te depremler var. Bunlar kırılmak için gerekli enerjiyi biriktirmiş faylar. Kuzey Anadolu Fayı’nın Bolu civarında kırılmamış parçaları var. Ayrıca Bingöl civarında Doğu Anadolu Fayı’nın kuzey kısmının kırılmamış parçaları var. Malatya’nın yakın batısında Malatya Fayı, kuzeyinde Ovacık Fayı, batıya doğru gittiğiniz zaman Orta Anadolu fay zonu üzerinde Sivas civarında Deliler Fayı var.”
Deprem söz konusu olunca ismi pek duyulmasa da Kayseri ve Karadeniz de her noktası deprem tehlikesi altındaki Türkiye’de yer alıyordu. Yani bu iller de deprem tehlikesi altındaydı. Prof. Dr. Süleyman Pampal’a göre depremden etkilenmek için fayın üzerinde olmak da gerekmiyordu. Prof. Dr. Pampal bu konuya ilişkin, “Kayseri çok yıkıcı depremler yaşamış. 1072’de, 1717’de 7’nin üzerinde on binlerce kişinin öldüğü depremler var. Yani şu anda görülen bunlar ama deprem öyledir ki sağ gösterip sol vurabilir, sürpriz yapabilir. Karadeniz’de deprem olmaz denmemeli. Kuzeydoğu Anadolu Fayı var. Karadeniz fayı var. Denizin içinde kuzeyde, Gürcistan, Ermenistan civarından Karadeniz kıyısından batıya doğru uzanan faylar var. Yine Kuzey Anadolu Fayı’nın Tokat civarlarında tali faylar, Niksar-Erba fayı var. Bunlar çok büyük faylar. Ankara için önemli olan Haymana’ya kadar dayanmış olan Tuzgölü Fayı var. Aksaray’dan, Şereflikoçhisar’dan Haymana’ya kadar gelen çok büyük bir fay. Yani yeniden büyük deprem üretme potansiyeli var ve aktif. Altından geçmesi, yakınından geçmesi gerekmiyor. Depremler yüzlerce, binlerce kilometre uzağa bile çok büyük hasar verebilir” diye konuştu.
![](https://corumdan-haberler.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/6-subatta-yasandi-ama-bitmedi-gecekondulari-yikmayan-sifre-sag-gosterip-sol-vurabilir-3-nF7gG2Si.jpg)
‘KAYA ZEMİNDE 7-8 KAT YERİNE 20-30 KAT YAPILMALI’
27 Ocak 2025’te Bursa’da 4.1 büyüklüğünde olduğu kaydedilen sarsıntı, çok daha şiddetli hissedilmiş ve bunun nedeni çok sorulmuştu. Bursa’da o gün yaşananlar için söylenecek en önemli şey ‘zemindi.’ Alüvyal zemine taşıyamayacağı kadar ağır yapılar inşa etmek depremin yıkıcı etkisini artırıyordu. Üstelik bu ilk kez Bursa’da yaşanmış bir şey de değildi. Çok değil, 2 sene önce 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde farklı zeminlerdeki yapıların, farklı şekilde depremden etkilendiği görülmüştü. Peki zeminin depremin ivmesi üzerindeki etkisi neydi? Prof. Dr. Süleyman Pampal, bir kez daha 6 Şubat’ı hatırlatarak bu soruyu cevapladı:
“Depremin yıkıcı etkisini artıran nedenlerin başında zemin gelir. Zeminde ne olur? Zeminde oturma olur, zeminde sıvılaşma olur, zeminde çökme olur. Zeminde büyütme olur yani ivme değerini 3-4 kat artırır. 6 Şubat’ta Adana’da, yani depremin üst merkezine 230 kilometre uzakta alüvyal zemin üzerinde ve kaya üzerinde iki yerdeki ivmeölçerin kayıtları var. Adana’da alüvyal zemin depremin ivmesini tam 4 kat artırmış. Alüvyal zeminlerde ve kaya zeminlerde uygun yapıları inşa etmek gerekiyor. Alüvyal zeminlerde az katlı ve kaya zeminlerde çok katlı. Kaya zeminlerde 7-8 katlı betonarme yapılar daha çok hasar görüyor. 20-30 katlı betonarme yapılar daha az hasar görüyor. Çünkü ivme değerleri anormal yükseliyor. Kaya zeminde ivmenin en az olduğu kat adedi 20-30 kat. Onun için alüvyal zemine az katlı, kaya zemine çok katlı yapı yapacağız. Deprem öldürmez, kötü yapılar öldürür. Onları da biz yaparız. Yani deprem doğal bir olaydır. Onu afete çeviren yaptığımız kötü şeylerle biz insanlarız.”
More Stories
Karabük Nüfusu 2024’te 250 Bin 478’e Düştü
MSB’den ihraç edilen teğmenler ile ilgili flaş açıklama: İhracın metinle alakası yok
MSB: Suriye hükûmetinin talebiyle Suriye ordusunun kapasitesinin geliştirilmesi için müşterek yol haritası oluşturulacak